Bağış Yap

Amount :
Other : USD

23 Mart 2013 Cumartesi

BORÇ ve SIKINTI DUASI


Ebû Abdullah el-Kureşî hazretleri, duâsı makbûl bir zât idi. Mısır’da bulunduğu sırada büyük bir kıtlık olmuştu. Bunun üzerine Mısır’dan ayrılıp Kudüs’e gitti. Filistin’deki Halîlürrahmân denilen yerdeki İbrâhim aleyhisselâmın makâmını ziyâret etti. Ziyâret sırasında İbrâhim aleyhisselâmın makâmı yanında uyuya kaldı. Rü’yâsında İbrâhim aleyhisselâm tarafından karşılandı. Ebû Abdullah el-Kureşî, İbrâhim aleyhisselâma; "Ey Halîlullah! Mısır’da büyük bir kıtlık var. Duâ buyurunuz" diye arzetti. Hz. İbrâhim de kıtlığın kalkması için duâ etti. Ebû Abdullah el-Kureşî daha sonra uyanıp Kudüs’e döndü. Çok geçmeden kıtlığın kalktığı haberini öğrendi.
Abdullah Kureşî buyurdu ki:
Bir gün hocam Ebü’r-Rabî bana, "Sana bitmek tükenmek bilmeyen bir hazîne öğreteyim mi?" dedi. Ben de, "Evet" deyince, Ebü’r-Rabî bana, "Şu duâyı devamlı oku" dedi...
Okumamı istediği duâ şöyle idi: "Yâ Allah, yâ Vâhid, yâ Mûcid, yâ Cevâd, yâ Bâsit, yâ Kerîm, yâ Vehhâb, yâ ze’t-Tavl, yâ Ganî, yâ Mugnî, yâ Fettâh, yâ Rezzâk, yâ Alîm, yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Bedîassemâvâti vel-ard, yâ ze’l-celâli vel ikrâm... Yâ Hannân, yâ Mennân infehnî minke bi nafhati hayrin tugnînî bihâ ammen sivâk... in testeftihû fekâd câekümü’l-feth... İnnâ fetehnâ leke fethan mübînâ... Nasrun minellahi ve fethun karîb... Allahümme yâ Ganî, yâ Hamîd, yâ Mubdi’, yâ Muîd, yâ Vedûd, yâ ze’l-arşil Mecîd, yâ Fe’âlen limâ yürîd, ikfini bihelâlike an harâmike ve agninî bi fadlike ammen sivâke vahfaznî bimâ hafizte bihizzikr... Vensurnî bimâ nasarte bihirrusül... inneke alâ külli şey’in kadîr..."
Sonra bana, "Her kim şu duâyı namazlardan sonra, özellikle Cuma namazından sonra okursa, Allahü teâlâ onu her türlü kötülükten muhafaza eder. Düşmanlarına karşı muzaffer kılar, ona ummadığı yerlerden rızıklar verir, geçimini kolaylaştırır. Borcu dağlar kadar büyük ve kabarık olsa dahî, Allahü teâlânın lutfu, keremi ve inâyeti ile öder" dedi.
Kendisi şöyle anlatır:
Bir gün Abdullah el-Muâvirî’ye gittim. Bana, "Ey şerîf! Başın darda kaldığı zaman, yapacak olduğun bir duâ öğreteyim mi?" diye sordu. Ben de "Evet" dedim. Bunun üzerine şu duâyı öğretti: "Yâ Vâhid, yâ Ehad, yâ Vâcid, yâ Cevâd, İnfehnâ minke bi nefhati hayrin inneke alâ külli şey’in kadîr..."
Başım darda kalmadı...
Abdullah el-Muâvirî bu duâyı bana öğretmek için okuduktan sonra, başım hiç darda kalmadı, rızkım çoğaldı. Duâda, maksadın hâsıl olması için, duâ eden kimsenin i’tikâdının düzgün olması, namazını muntazam kılması ve dînin emir ve yasaklarına elinden geldiği kadar uyması şarttır.
Ayrıca, bir kimse bir derde veya borca giriftâr olursa,"Allahümme innî eûzü bike minel hemmi vel hazeni ve eûzü bike minel aczi vel keseli ve eûzü bike minel cübni vel buhli ve eûzü bike min galebetid deyni ve kahrirricâl" duâsını okusun, buyurulmuştur.

CENAZE NAMAZI DUASI

Cenaze namazında, birinci tekbirden sonra, sübhâneke ("ve celle senâüke" ile beraber) okunur. İkinci tekbirden sonra, salli, barik okunur. Üçüncü tekbirden sonra, cenaze duası okunur.
Cenaze duası : Allahumme’ğfir li hayyinâ ve meyyitinâ ve şahidinâ ve ğaibinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve sağrinâ ve kebirina. Allahumme men ahyeytehû minnâ feahyihî alâ’l-islâmi ve men teveffeytehû minnâ fe-teveffehû alâ’l-iman. Ve hussa hazâ’l-meyyite bi’r-ravhi ve’r-rahati ver rahmeti ve’l-mağfirati ve’rıdvan. Allahumme in kâne muhsinen fezid fi ihsanihi ve in kâne musî’en fetecâvez anhu ve lekkihi’l-emne va’l-buşrâ ve’l-kerameteve’z-zulfâ. Allahümmecal kabrehü ravdaten minriyadılcinani velatecal kabrehü hufreten minhuferinnirani rabğifirli velivadeyye velilmü’minine velmü’minati velicemiilmüslimine velmüslimati elahyai minhüm velemvati bi-rahmetike yâ erhame’r-rahimin. ( Cenaze kadın ise, "..hussa’dan sonraki zamirler müennes olarak okunur.")
Cenâze duâsı yerine, Rabbenâ âti-nâ..., veya yalnız Allahüm-magfir leh demek veyahut duâ niyeti ile besmelesiz Fâtiha-i şerife okumak da olur. Duâ okumak, meyyitin afvına sebep olur.

(Dua Kitabı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder