Bağış Yap

Amount :
Other : USD

8 Mayıs 2013 Çarşamba

ABDULLAH BİN MUHAMMED EL-HADRAMÎ


ABDULLAH BİN MUHAMMED EL-HADRAMÎ;
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Abdullah bin Muhammed bin Abdurrahmân el-Hadramî'dir.
Künyesi Ebû Muhammed'dir. Doğum târihi bilinmemektedir. Hadramud'da yetişen evliyânın
büyüklerinden idi. 1288 (H.687) senesinde vefât etti. Yemen'deki Selâm şehri kabristanına
defn edildi. Mezarının üstüne bir türbe yaptırıldı. Türbesi ziyâret yeridir.
Abdullah-i Hadramî, ilk önceMuhammed bin Ali Ba'levî'den ilim öğrendi. Maddî ve mânevî
istifâdesi çok oldu. Muhammed bin AliBa'levî kendisini çok sever ve methederdi. Daha sonra
ilim öğrenmek için Şeyh Ahmed bin Cu'd hazretlerinin ilim meclisine devâm etti. Ondan çok
istifâde etti. Tasavvuf bilgilerini öğrenip üstün hâllere kavuştu ve icâzet, diploma aldı. Sonra
Ebü'l-Gays bin Cemîl ve daha birçok velî zâtların ders ve sohbetlerini dinledi. Çok istifâde
edip yüksek mertebelere kavuştu. Birçok kerâmetleri görüldü. İnsanlara, güzel ahlâkı
öğretmek için çalıştı. İnsanlar, çeşitli yerlerden kendisini görmeye ve sohbetlerini dinlemeye
gelirdi. Yüzlerce talebesi vardı. Allahü teâlânın kendisine ihsân ettiği üstünlüğü ile insanlara
ilim öğretti. Dünyâ ve âhiret sıkıntılarından kurtardı. Etrâfında pekçok talebe toplandı.
Bir defâsında peygamberlerden Hûd aleyhisselâmın kabr-i şerîfini ziyâret için yola çıktı.
Binlerce kişi onunla gitti. Bir defâsında da talebelerinden büyük bir cemâatle, hocası Ahmed
bin Cu'd'u ziyârete gitmişti. Huzûruna vardıklarında; "Hoş geldiniz evladlarım. Yola
çıktığınızdan beri melekler sizin etrafınızı sarmışlardı." dedi.
Talebelerine nasîhat ederken; "Sizden biriniz nerede olursanız olunuz, herhangi bir sıkıntıya
düşerse, beni vesîle ederek Allahü teâlâdan murâdını istesin. Biiznillah istediğine kavuşur.
Allahü teâlâ, velî kulları vâsıtasıyla insanların müşküllerini çözer." buyurdu. Talebeleri
sıkıntıya düştükleri zaman, Abdullah-ı Hadramî'yi vesîle ederek, Allahü teâlâdan sıkıntılarını
gidermesini istediler. Hocalarının yetişerek, Allahü teâlânın izniyle onları sıkıntıdan
kurtardığı çok defâ görüldü.
Şöyle anlatılır:
Ebû Mehre adındaki zât, önceleri Sa'îd bin Îsâ'nın talebelerinin ileri gelenlerinden idi. Daha
sonra Abdullah-ı Hadramî'nin sohbetlerinde bulundu. Onun sevdiği yüksek talebelerinden
oldu. Bir zaman Ebû Mehre, ilk hocasını ziyârete gitti. Huzûruna girdiğinde eski hocasının
hâtırının kaldığını gördü. Sonra kendisinde, his, zevk ve istek ne varsa kaybolduğunu anladı.
Berâberinde amcasının oğlu vardı. O zaman Abdullah-ı Hadramî hazretlerini vesîle kılıp,
Allahü teâlâya yalvardı. O ân Abdullah-ı Hadramî orada görüldü ve Ebû Mehre'yi düştüğü
sıkıntılı durumdan kurtardı. O da eski hâline tekrar kavuştu. Sa'îd bin Îsâ, bu durumu görünce
hayret etti. O zaman Abdullah-ı Hadramî buyurdu ki: "Bu talebenin elinden siz tuttunuz.
Fakat kalbi bizimledir." Daha sonra oradan ayrıldı.
Abdullah-ı Hadramî hazretleri yalnız kaldığı zaman ortalığı bir nûr kaplardı. Kendisi bu
nûrda kaybolur gibi olurdu.
İmâm-ı Yâfiî onun hakkında; "Çok kimseler rüyâda, Resûlullah efendimizin kabr-i şerîfinden,
Abdullah-i Hadramî'nin kabrine akan bir nehir gördüklerini anlatırlar. Âlimler, bunu
Resûlullah efendimizin ona yardımının çokluğuna delîl olduğunu bildirdiler." buyurdu.
Abdullah-ı Hadramî, vefât edeceği zaman yaklaştığında, yanında bulunanlara; "Yavrularım,
melekler âlemini görüyorum. Melekler âleminde de Peygamberimizi görüyor, müşâhede
ediyorum." dedi.
1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.114
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.8, s.10
3) Tabakât-ül-Havvas Ehli's-Sıdkı ve'l-İhlas (Zebîdî); s.70

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder