Bağış Yap
19 Haziran 2013 Çarşamba
AHMED BİN OSMAN ŞERNUBİ
AHMED BİN OSMAN ŞERNUBİ
On altıncı yüzyılda yaşayan evliyâdan. İsmi Ahmed bin Osman'dır. Künyesi Ebü'l-Abbâs,
lakâbı Şihâbüddîn'dir. Nesebi hazret-i Ali'ye ulaşır. Tarîkat silsilesi ise Şeyh Muhammed
Şehâdî vâsıtasıyla Seyyid İbrâhim Burhâneddîn Düsûkî'ye dayanır. Mısır'ın Şernûb
kasabasında doğduğu için Şernûbî nisbesiyle bilinir. Doğum ve vefât târihleri
bilinmemektedir. Antalya civârında bir yerde vefât etti. Orada defnedildi.
Şernûb'da doğup büyüyen Ahmed bin Osman hazretleri, yedi yaşında koyunları otlatırken,
ilâhî bir cezbeye kapıldı. İçine Allahü teâlânın aşkı düşüp gece-gündüz ibâdetle meşgûl
olmaya başladı. Annesinin vefâtından sonra Mekke-i mükerremeye gitti. Yedi yıl orada kalıp
âlimlerle velîlerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Hac ibâdetini îfâ edip, sevgili
Peygamberimizin kabr-i şerîfini ziyâret etti. Yedi sene müddetle Mekke'de kaldı. Sonra 1538
(H.945) senesinde memleketi olan Şernûb'a döndü. Demenhûr'a giderek ibâdetle meşgûl oldu.
Bir gece rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Peygamber efendimiz ona; "Ey Ahmed!
İstanbul'da Şeyh Nûreddîn'e git, ondan tasavvuf ilmini öğren. Zîrâ kendisi bu zamanda
âriflerin reisidir." buyurdu. Bu emir üzerine İstanbul'a giden Ahmed bin Osman Şernûbî
hazretleri Şeyh Nûreddîn'in huzûruna vardı. Evliyâ bir zât olan Şeyh Nûreddîn onu görünce;
"Merhaba ey Peygamber efendimizin emri ile gelen kimse! Merhaba ey derviş oğlu derviş!"
buyurdu.
Şeyh Nûreddîn'in iltifât ve ihsânlarına kavuşan Ahmed bin Osman Şernûbî ona talebe oldu.
Sohbet ve hizmetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Bir müddet sonra hocası ona
Allahü teâlânın emir ve yasaklarını insanlara anlatmak husûsunda icazet, diploma ve hilâfet
vererek memleketine gönderdi. İnsanların kurtuluşa ermelerini sağlamak husûsunda gayret
gösterdi. Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunarak istifâde etti. Bir müddet sonra
talebelerinden birkaç kişi ile birlikte İstanbul'a gitmek üzere yola çıktı. Mısır'ın Dimyat
iskelesinden bir gemiye bindi. Günler süren bir yolculuktan sonra Antalya civârında bir yere
çıktılar. Bu sırada ağır hastalığa tutulan Ahmed bin Osman Şernûbî arada on üç gün kadar
iyileşti. Yolculuk esnasında uğradığı köy ve kasabalardaki insanlara vâz ve sohbetleriyle çok
faydalı oldu. Zikir ve ibâdetle meşgûl iken vefât etti. O sabah erkenden vefât ettiği beldedeki
câminin imâmı, Şeyh Ahmed bin Osman Şernûbî'nin vefât ettiği eve giderek; "Vefât eden
Şeyh'in gaslini, yıkamasını ben yapacağım. Çünkü dün gece rüyâmda Fahr-i kâinât efendimiz
böyle emir buyurdu." dedi. Cenazesini yıkayıp namazını kıldıktan sonra, câmi yakınında bir
yere defnettiler.
Kendisi âlim, fazîletli ve güzel ahlâklı bir zât olan Ahmed bin Osman Şernûbî'nin birçok
kerâmetleri de görülmüştü. Pekçok mürîd ve halîfeleri vardı. Bunların en meşhûrları,
zamanının en meşhûr âlim ve velîlerinden Şeyh Nâsırüddîn İbrâhim Lekânî ve Şeyh
Muhammed Bülkînî hazretleriydi. Şernûbî hazretlerinin Tabakat-ı Evliyâ adlı eseri dünyâca
meşhurdur.
1) İslâm Meşhurları Ansiklopedisi; c.1, s.241
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder