Bağış Yap

Amount :
Other : USD

1 Temmuz 2014 Salı

Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname 38. Bölüm

Marifetnâme 38.Bölüm

DÖRDÜNCÜ BAHİS

Sinirlerin, atar ve toplar damarların keyfiyetini; bedenlerin kuvvetlerini, kıyafetle insanların ahlâk ve tavırlarının bilinmesini; uzuvların şekil farklılığı hasebiyle olan insanî vasıflar; uzuvların çekme ve seyrelmesine bağlı olan durumları beş bölüm ile hakimâne tafsil eder.

BİRİNCİ BÖLÜM

Sinirlerin bitme yerlerini ve faydalarını beş madde ile açıklar.

Birinci Madde

Sinirlerin konuluş hikmetlerini ve şekillerini bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Bedende olan sinirlerin bazısının faydası, bizzat; bazısının dolaylıdır. Zatî olan faydası budur ki, sinirler vasıtasıyla dimağ, diğer uzuvlara his ve hareket bahşeder. Dolaylı olan faydası budur ki, eti sağlam ve bedeni kuvvetli etmiştir. Sinirlerin köklerinin başlangıç yeri dimağ, dallarının bitiş yeri insan cildidir. Dimağ (beyin) iki yönle sinirlerin başlangıç yeri olmuştur. Zira ki dimağ sinirlerin bazısına bizzat başlangıç bulunmuştur. Bazısına, kendisinden omurga omurlarına akan omuriliğin vasıtasıyla başlangıç yeri bilinmiştir. Ama dimağın kendisinden biten sinirlerde ancak baş, yüz ve iç organlar his ve hareket bulmuştur.

Diğer uzuvların sinirleri, omurilikten his ve hareket almıştır. Gerçekte ki, o şânı celil olan, ihsanı genel olan Hannan ve Mennan Allah Teala hazretleri, lütuf ve inayet edip, dimağdan iç organlara inen hareket sinirlerini koruma ve himayede büyük ihtiyat etmiştir. Zira ki başlangıçlarından uzak oldukları için, ziyade metanet gerektiğinden, üç yerde kıkırdaklarla sinir arasında kıvamı orta olan cisimler ile perdelemiştir ki: Birinci yer hançere, ikinci yer kaburgaların kökleri, üçüncü yer göğsün altıdır.

Dimağın sair sinirlerinden o sinir ki, onun faydası azaya his vermektir. Ama başlangıç yerinde bulunan tesiri kavrayıcı ve kuvvetli olmak için o sinir kastedilen uzva en yakın tarafından girmiş ve bitişmiştir. Bu his sinirleri ziyade yumuşak oldukça, his kuvvetini ziyade eda ederler. Metanete muhtaç oldukları için bunlar, hareket sinirleri gibi sert ve metin olmayıp, latif ve yumuşak bulunmuştur. Dimağın önü, öbür tarafından daha yumuşak ve ziyade hassas olduğundan, his sinirleri önden, hareket sinirleri öbür taraftan yaratılmıştır. Yaratıcı ve şekil verici olan Allah Teala'nın bu işlerinden çok ibret alınmıştır.

İkinci Madde

Dimağdan biten karşılıklı sinirleri bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Dimağın kendisinden biten sinirlerin hepsi, yedi çift sinir bilinmiştir. Birinci çifti koklama âletinin başlangıcı olan, meme ucuna benzer iki çıkıntı yakınında dimağdan ön boşluğun içindendir ki, o bir küçük boşluktur. Bu çiftin solundan biten teki sağına, sağından biten teki soluna gelip, biri birine kavuşup, çapraz şekilde kesişmiştir. Sonra bükülüp, sağdan biten sağ göze, soldan gelen sol göze gitmiştir. Züccâciye (camsı) adı verilen rutubeti kuşatmak için ağızları geniştir. Bu kesişmenin faydası üçtür. Biri budur ki, iki gözün birine akan ruh, öbürüne dahi akmasın. Birine âfet erdiğinde, öbürü onun yerini tutsun. Onun için bir göz kapandığında, açık gözün görüşü kuvvet bulur. Zira ki kapalı gözün nuru ona akar. İkinci faydası, iki gözün kavraması birlikte olup, ikisinin görüşü, kesişme içinde tek görüş olsun. Ta ki görünen bir nesne müşterek çizgide bir şekillensin. Onun için şaşı kimse bir nesneyi iki görür zira ki, onun bir gözü üst tarafa, bir gözü alt tarafa kayıp, göz ile kanalın kesişmesine doğru nüfuzu bâtıl olmuştur. Müşterek çizgi önünde, sinir kırılmasından bir başka çizgiyi vücut bulmuştur. Üçüncü faydası budur ki, sözü edilen iki sinir, biri birine dayanak olup, biri birini dayanma ile kuvvet bulsun ve bir yaklaşma ile bitiş yerleri göze yakın olsun.

Dimağ sinirlerinin ikinci çifti, açıklanan birinci çiftin bitiş yeri arkasından, dış taraftan bitip, gözü kuşatan çukurun deliğinden çıkıp, göz adalelerine bölünmüştür. Bu çift sinir gayet kalın bulunmuştur. Ta ki onun kalınlığı başlangıcına yakınlığından lazım gelen yumuşaklığına mukavemet kılsın. Onunla kuvvet bulup, hareket ettirmeye gücü yetsin.

Gözün on tabakasının tafsili uzun olup, bu özetleme dahi Mevla'nın kudretinin kemaline delil olduğundan, azanın açıklanmasında uzatmaya hacet kalmamıştır. Yaratıcı, bâri, şekil verici ve güçlü olan Allah münezzehtir. Hiçbir şey onun dengi değildir. O işiticidir, görücüdür. Ne güzel Mevla, ne güzel yardımcı. Ey Rabbimiz, bağış senden, dönüş sana! Büyük ve yüce Allah'tan başka güçlü ve korkulacak yoktur.

Üçüncü Madde

Dimağdan biten sinirlerin geri kalan beş çiftini bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Dimağ sinirlerinden üçüncü çift, müşterek bir çizgiyle dimağın önü, arkası ve tabası arasından bitip, önce dördüncü çifte bir miktar karışıp, ondan ayrılıp, dört şubeye bölünmüştür. Evvelki şubesi, açıklanacak boyun damarı girişinden çıkıp, boyundan inip, mide zarını geçip, onun altında bulunan organlarda dağıtılmıştır. İkinci şubesi, elmacık kemiği deliğinden çıkıp, ayrıldıkta; açıklanacak beşinci çiftten ayrılan sinire bitişmiştir. Üçüncü şubenin maksadı, yüz önünde konulan sinirler olup, ikinci çift çıktığı delikten önemi sinirler olan birinci çiftin boş menfezinden geçmeyip, izdiham ile onun boşluğunu doldurmuştur. Şu halde bu şube, o delikten ayrıldıkta; üç kısma bölünmüştür. Birinci kısmı göz pınarına meyledip, elmacıklar, iki göz pınarı, iki göz kapağı, kaşlar ve alın adalelerine bitişmiştir. ikinci kısmı, göz ucu yanında olan deliklerden burun içine geçip, burnun içi tabakasında gömülmüştür. Üçüncü kısmı büyük olup, elmacık kemiğinde bulunan boşluğa inip, iki kol olmuştur. Bir kolu, ağız içi boşluğuna girip, üs dişlere ve onların köllerinde olan etlere dağılma ile ulaşmıştır. Öbür kolu, onda olan elmacığın, burun uçlarının ve dudağın derisi gibi görünen uzuvlara dağılmıştır. Bunlar, üçüncü çiftin üçüncü şubesinin üç kısmıdır. Ama onun dördüncü şubesi, üst çene deliğinden dile geçip, dış tabakasında dağılıp, dil ondan tatma duygusunu bulmuştur. Onun ziyadesi, alt dişler arasıda ve köklerinde bulunan etlerine, alt dudağın içine dağılmıştır. Dile gelen şube, göz sinirinden inme olduğundan daha sert olmuştur. Bunu sertliği, onun kalınlığına eşit olup, muadil gelmiştir. Dördüncü çiftin bitiş yeri, üçüncü çiftin gerisinden dimağın tabanına eğimli olmuştur. Üçüncü çifte bir miktar karışıp, sonra ondan ayrılmakla damağa çıktıkta, bundan damak his bulmuştur. Bu dördüncü çift, üçüncü çiftten daha küçük ve daha sert olmuştur.

Beşinci çiftin her bir siniri, bir çift olup, dimağın iki tarafından biterek vücut bulmuştur. Bunun her bir çiftinin birinci kısmı kulağın iç perdesine dayanıp, onun içinde hepsi dağılmıştır. Kulağa duyma hissi ondan gelmiştir. İkinci kısım, birinciden küçük olup, hançere kemiğinde âmâ adı verilen (kör delik) delikten girmiştir. Ortaya çıktıkta; üçüncü çiftin sinirine karışmıştır. İkisinin çoğu, elmacık adalesi tarafına gelmiştir. Diğerleri şakak adalelerine varıp, dağılmıştır.


 Altıncı çift, dimağın arka tarafından beşinci çifte bitişik bitip, lam kemiği yivinin sonunda olan delikten çıkıp, üç kısma bölünmüştür. Bir kısmı, yedinci çiftin hareket ettirmesine yardım için, boğaz adalelerine ulaşan dile gelmiştir. İkinci kısım, omuz adalelerine dağılmıştır. Üçüncü kısım, ikisinden daha büyük bulunup, boyun damarının yükseleceği yerde ona bağlanmıştır. Ondan iç organlara inerken, hançere paraleline geldiğinde, ondan şubeler ayrılmıştır. Hançereyi kıkırdaklarıyla kaldıran etrafı üstünde olan adaleleri bitişmiştir. Hançerden yükseldikte; ondan yine şubeler çıkıp, hançerenin üçüncü kıkırdağını kapayan ve açan alt çevresini kuşatmış olan adalelere gelmiştir. Onun için tıpçılar nazarında bunun ismi: Dönen sinir, olmuştur. Bu sinir, omurilikten çıkmayıp, dimağdan inip gelmiştir. Ta ki düz olup, çekilmesi sağlam olsun. Bu sinir, beşinci çiftten ve yedinci çiftten olmayıp, altıncı çiftten olmuştur. Zira ki bunun başlangıcı yumuşak, sonu kıvrımlı olduğundan, bunun gibi sertlik ve düzlükle inmezler ki, metanet bulup, yükselme ve dönüşe kabiliyetli olurlar. Bu dönen şubeleri, başlangıçlarından uzaklaştırmanın hikmeti, sertlik ve kuvvet kazandırmaktır. Dönen sinirlerin en sağlamı, hançereyi, adalelerin örtüsüne yayıcı olan sinirdir. Sonra bu sinirin ziyadesi, ondan inip, şubeleri diyafram ve göğsün zar ve adalelerine gidip, onda yürek, akciğer aort ve atar damarlara dağılmıştır. Ama kalanı diyaframa geçip, açıklanan üçüncü çiftten inen şubeye iştirakle, iç organların zarlarına dağılıp, kürek kemiğinde son bulmuştur.

Yedici çiftin bitişik yeri, dimağ ile omuriliğin ortaklaşmasından olup, çoğu, dili hareket ettiren adalelere gelmiştir. Ondan şubelere ayrılıp, kalkan kemiğiyle lam kemiğinin ortak olan adalelerine varıp, dağılmıştır. Azı, bunlara komşu olan sinirlere dağılmıştır. Bu şaşırtıcı tertip ve acayip bileşim, o yaratıcı Allah'ın kudret ve hikmetiyle nizam bulmuştur.
Dördüncü Madde

Boyun omurları omuriliğinden biten sinirleri bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Boyun omuriliğinden çıkıp, omurlarından ilerleyen sinirlerin hepsi sekiz çift sinir bilinmiştir.

Birinci çifti, birinci omurun iki deliğinden çıkıp, mücerret adale uçlarıyla dağılmıştır. Bu çift, ince ve küçük kılınmıştır. Ta ki çıkış yeri dar olsun ve omur kemiği metaneti üzere kalsın. İkinci çiftin çıkış yeri, birinci omur ile ikincinin aryasında açıklanan ortak deliklerden bulunmuştur. Bu çiftin çoğundan uzuv uçları his ve dokunma duygusu bulmuştur ki, kafanın üstü dolaşıp yükselip, baş önüne eğilmiştir. İki kulağın duş tabakalarında yerleşip, açıklanan küçük çiftin eksiğini tedarik kılmıştır. Bunun kalanı boyun arkasında olan adalelere ve geniş adaleye gelmiştir. Onlar onunla hareket bulmuştur.

Üçüncü çiftin çıkış yeri, ikinci omur ile üçüncü arasında müşterek olan deliklerdendir ki, her bir siniri, iki kola ayrılıp, bir kolu onda bulunan adalelere dağılmıştır. Özellikle aş ile boyunu bağlayan adalelere bu sinirin şuberi gelmiştir. Onda ola omurların dikenlerine yükselip, onların köküne yapışmıştır. Ondan onların başlarına çıkıp,o susamsılardan biten zar bağları ile karışmıştır. Ondan geçip, iki kulak etrafına eğilmiştir. Hayvanların bedenlerinde iki kulağı hareket ettirmek için, iki kulağa ulaşmıştır. İkinci kolu, ön tarafa eğilip, geniş adaleye gelmiştir. Çıkışa başladığında, ona damar ve adaleler rastlamıştır. Onlarla metanet ve sağlamlık bulmuştur. Bu ikinci kol, hayvanlarda şakak ve kulak adalelerine karışmıştır.

Dördüncü çiftin çıkış yeri, üçüncü omur ile dördüncü arasında müşterek olan Deliklerden olmuştur. Üzerinde bulunan üçüncü çift gibi bir cüzü öne, bir cüzü geriye bölünüp, ön cüzü küçük olduğundan, beşinci çifte karışmıştır. Öbür cüzü, geriye dönüp, o adalelere şubeler gönderip, ondan omurgaya inip, son bulmuştur.

Beşinci çiftin çıkış yeri, dördüncü omur ile beşinci arasında müşterek olan deliklerden olmuştur. Yine yukarıdaki gibi iki yok olup, ön kolu küçük olduğundan yanak adalelerine gelmiştir. Başı, ön tarafa eğilimli edip, baş ve boyun adaleleri ile müşterek olan adalelere dağılmıştır. Öbür kolu, iki şube olup, bir şubesi ön kol ile ikinci şube arasında aracı olmuştur. Omuzun üstlerine gelip, altıncı ve yedinci çiftin birer miktarına karışmıştır. İkinci şube dahi, altıncı ve yedinci çiftin şubelerine karışıp, diyafram ortasına geçmiştir. Altıncı ve yedinci çiftin çıkış yerleri, açıklanan deliklerin düzeni üzere altında bulunan deliklerden olmuştur.

Sekizinci çiftin çıkış yeri, boyun omurlarının cüzleriyle omurga omurlarının evvelsi arasında müşterek olan deliklerden olmuştur. Bu üç çiftin şubeleri, biri birine karışmıştır. Altıncı çiftin çoğu, omuz yüzeyine gelmiştir. Azı, dördüncü ve beşinci çiftin azlarıyla diyaframa inmiştir. Yedinci çiftin çoğu gelip, azı beşinci çiftin azlarıyla diyaframa inmiştir. Yedinci çiftin çoğu gelip, azı beşinci çiftin azıyla baş, boyun ve omurganın adalelerine ve ondan diyaframa ulaşmıştır. Sekizinci çiftin azı, omuza galip, çoğu adale ve kola dağılmıştır.

Diyafram, sözü edilen sinirlerden nasibini aldığından hikmet budur ki, diyaframa gelen yukarıdan indiğinden, bölünmesi kolay olmuştur. Diyaframın işi önemli olduğundan, sinirleri müteaddit yerlerden gelmiştir. Ta ki bu başlangıç yerlerine isabet eden âfetle işi bâtıl olmasın. Yaratıcı, bâri, şekil verici ve şanı yüce Allah her şeyden münezzehtir.

Beşinci Madde

Göğüs ve omurga omurlarının omuriliklerinden biten sinirleri bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Göğüs omurlarının iliğinden biten sinirlerin cümlesi 12 çift sinir yaratılmıştır.

Birinci çiftin çıkış yeri, göğüs omurlarından birinci omurla ikincinin arasında müşterek olan deliklerden bulunmuştur. iki cüze bölünmüştür. Büyük cüzü, sert adalelere ve kaburgalara dağılmıştır. Küçük cüzü, iki evvelki kaburgaya uzanıp, boyun sinirlerinin sekizinci çifti eşliğiyle birlik el taraflarına gelip, kol ve omuzlara ulaşmıştır. Sekizinci çiftin çıkış yeri ise açıklanan müşterek deliklerden olup, iki cüze bölünmüştür. Bir cüzü, pazunun dışına yönelip, ona his ve dokunma bahşetmiştir. Bir cüzü dahi diğer cüzlerle toplanıp, omuz mafsalını ve beli hareket ettiren adalelere gitmiştir.

Bel omurlarından biten sinirlerin omuza gelmeyen şubeleri, bel ve kaburga adalelerine gelmiştir. Kaburga omurlarından biten sinirler, ancak kaburgalar arasında bulunan adalelere ve karın adalelerine ulaşmıştır. Bu sinirlerin şubeleriyle beraber atar ve toplar damarlara akıp, açıklanan sinir çıkış yerlerinden hepsi içeri girmiştir. Katan (kasık) sinirleri, karın ve bel sinirleriyle müşterek bulunmuştur

Zira ki kasık sinirleri, iki cüze bölünmüştür. Onun bir cüzü, üç çift kılınmıştır ki, adaleler onlarla bilinmiştir. Diğer cüzü, iki çift bulunmuştur ki, karın adaleleri onlar kılınmıştır. Evvelki cüzüne dimağdan inip, sinir karışmıştır. İkini cüzü ki, karından gelen iki çift adale olmuştur. On baldırlar tarafına büyük şubeler gönderip, evvelki cüzünün ikinci çiftinden onlara şubeler gelmiştir. Bir cüzü dahi kuyruk sokumu sinirlerinin evvelkisinden gelip, hepsi biri birine karışmıştır. Bazıları kasıkta alıp, bazıları baldırlar aşağısına inmiştir. Ama bedenin arkasında ve oyluklar içinde çok damarlar ve çok adaleler olduğundan, kasık kemiği tarafından biten adalelerin bedenin gerisinden ve oyluklar içinden ayaklar tarafına yolu olduğundan, bacak adaleleri için özel sinirlerden bir cüz, husyeler içine inen kanala varıp, girmiştir. Ta ki kasık adalelerine yönelip, ondan dizlere inip gitsin.

Kuyruk sokumudur ki, adaleleri altı çift olduğu şaşırtıcıdır Onun ir çifti, kasık adalesine karışmıştır. Kalanı beş çift sinir, kuyruk sokumu yanından biten bir tek sinir, bunlardan hepsi makat, zeker, mesane ve rahim adalelerine, karın zarlarına, kasık kemiğinin içinin dışa bakan taraflarına ve kuyruk sokumu kemiğinden gelen adalelere, bütün bunlara dağılmıştır.

Bu bölümde açıklanan sinirlerin sayısı, daha önce anlatılan adalelerin sayısı miktarı tamamen, 530 sinirde son bulmuştur. Açıklanan bedenin ince sanatları, o sâni ve hakîm Allah'ın kudretinin kemaline delalet edip, insan türüne olan büyük nimetine, beden azalarının cüzleri her an şahadet kılmıştır. Şu halde bu surette toplanan sanatları seyreden uyanık kimse, yaratıcısını bilmiştir. Kendisini nimet denizine gark olmuş bulmuştur. Mevla'sına can ve gönülden muhabbet kılmıştır. Her halde ona yönelmiştir.[1]

Kaynaklar

[1] www.sevde.de/marifetname/bolum38.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder