Bağış Yap

Amount :
Other : USD

29 Nisan 2013 Pazartesi

Silsile-i aliyye, Kâdî Muhammed Zâhid


19- Kâdî Muhammed Zâhid
Kadı Muhammed Zahid hazretleri, Türkistan'da ya amı büyük velîlerdendir. nsanlara
slâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak saadete kavu maları için çalı an ve Silsile-i aliyye
adı verilen büyük âlim ve velîlerin on dokuzuncusudur. Annesi silsile-i aliyye büyüklerinden
Yakub-i Çerhî hazretlerinin kızıdır.
Küçük ya tan itibaren ilim ö rendi. Daha sonra tasavvufa yöneldi. Ubeydullah-ı Ahrar
hazretlerine talebe oldu. 12 yıl onun kalplere ifa olan sohbetlerinde bulundu. Ondan
vazifesini devraldı. Birçok talebe yeti tirdi. Silsile-i aliyye büyüklerinden Dervi
Muhammed hazretleri onun yeti tirdi i evliyadan biridir.
Memleketi olan Semerkand'da kalıp ilim tahsîl ettikten sonra daha fazla ilim ö renmek
için bir talebesiyle Hirat'a gitmek üzere yola çıktı. adman köyüne vardıkları zaman havanın
sıcak olması sebebiyle orada bir müddet kaldılar. O sırada köye Ubeydullah-ı Ahrar
hazretleri te rif etti. Onu ziyarete gitti. Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri. Onunla biraz
konu tuktan sonra, sohbete ba ladı. Sohbette Muhammed Zâhid'in hatırından geçenlere
cevap verip. ona, "E er maksadın ilim ö renmekse o i burada daha kolay" buyurdu. Sonra
onun yanına yakla ıp, "Hirat'a gitmekten maksadın ne? lim ö renmek mi, yoksa tasavvuf
mu?" buyurdu. Muhammed Zahid deh ete kapılıp cevap veremedi. Yanındaki talebesi;
"Onun asıl maksadı tasavvuf yoluna girmektir." diye cevap verdi. Ubeydullah-ı Ahrar
hazretleri tebessüm edip; "O halde çok iyi." buyurdu. Sonra birlikte bahçeye çıktılar. Orada
Muhammed Zâhid'in elini tuttu. Elini tutar tutmaz kendinde büyük de i iklik hisseden
Muhammed Zâhid bayıldı. Ayıldı ı zaman Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri; "Belki sen benim
yazımı okuyabilirsin." Diyerek cebinden bir kâ ıt çıkarıp “Bu ka ıtta ibâdetin hakîkati ve
Allahü teâlânın azameti kar ısında insanın âcizli i yazılı” diyerek Muhammed Zahid'e verdi.
Bu kâ ıtta öyle yazılıydı:
"Bu saadet Allahü teâlânın muhabbetiyle ve onun resûlüne tâbi olmakla ele geçer.
Bunun için din ilimlerine varis olan âlimlerin sohbetlerinde bulun. Onlardan faydalı
ilim ö ren. Tâ ki Resulullah efendimize tâbi olmak sûretiyle mârifet-i ilâhiyyeye
kavu asın. Kötü din adamlarından uzak dur. Helâl haram ayırmayan, dine uygun
olmayan i ler yapan cahil tarîkatçılardan uzak dur."
Muhammed Zâhid'e Hirat'a gitmek üzere izin verdi. Sadüddîn Ka garî'ye vermesi için
bir de mektup verdi. Mektupta Muhammed Zahid'e yardımcı olunması yazılıydı. Bu
hareketleri gören Muhammed Zâhid'in Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerine kar ı muhabbeti ve
ba lılı ı arttı. Fakat bir türlü Hirat'a gitme azminden vaz geçemedi. Mektubu alıp yola çıktı.
Yolda ilerledikçe bindi i hayvan yava ladı. yol almaktan âciz kaldı. Buhara'ya 36 km
kalmı tı ki, iddetli bir göz a rısına tutuldu. Günlerce orada kaldı. yile ince yola çıktı. Bu
sefer de Humma hastalı ına tutuldu. O zaman e er yola devam ederse helâk olaca ını anladı.
Gitmekten vaz geçti. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin huzuruna dönüp sohbet ve hizmetinde
bulunmaya karar verdi. Gelip umdu una kavu tu.
Buyurdu ki: Dervi lik, yalnız bir yere çekilip oturmak, gökte uçmak, keramet
göstermek de ildir. Dervi lik; gönlü, mâsivadan, [Allahü teâlâdan ba ka her eyden] yüz
çevirmektir. Bir yandan günah i leyip, bir yandan da, "Estagfirullah" demek, istigfar
de ildir. stigfar; Allahü teâlânın emirlerine uymak, yasak etti i eylerden
sakınmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder