Bağış Yap
25 Nisan 2013 Perşembe
Silsile-i aliyye - 6- Ebul Hasan Harkanî
6- Ebul Hasan Harkanî
Ebül Hasan-ı Harkânî hazretleri, insanları Hakka davet eden, onlara do ru yolu gösterip,
gerçek mutlulu a kavu turan ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velîlerin
altıncısıdır. Büyük slâm âlimi Bâyezîd-i Bistâmî'nin rûhâniyetinden istifâde ederek
yükselmi ti. Zamanının kutbu idi.
Bir gün Dr. bni Sîna, eyh Ebül Hasan Harkanî hazretlerini evinde ziyârete geldi.
Hanımı, ters birisi idi, adeta onu azarlayarak, ormana gitti ini söyledi. bni Sînâ ormana
giderken, eyhin, odun yüklü bir arslanla geldi ini gördü."Bu ne hâl?" diye sorunca,
"Evimdeki kurdun sıkıntı yükünü ta ıdı ım için, bu kurt da bizim yükümüzü ta ıyor."
buyurdu.
Sultan Mahmûd Gaznevî, bütün Asya'ya hâkim oldu u zamanda, Harkan ehrine yakın
gelmi ti. Birkaç adamını, Harkan'a eyhe göndermi ve onu yanına ça ırmı tı. eyh
hazretleri, bir özür beyan ederek gitmedi. Durum, Sultana bildirilince, "Haydi kalkın, demek
ki o, bizim sandı ımız kimselerden de ildir. Biz ona gidelim." dedi. Sonra kendi elbisesini
Kadı yad'a giydirdi ve kendisi de silahtar olarak, Kadı yad'ın yanında eyhin evine girdi.
Sultan selâm verince, eyh hazretleri selâmını aldı. Fakat aya a kalkmadı. Sultan, eyhe;
"Niçin aya a kalkmadınız?" diye sorunca, eyh, "Madem ki seni öne geçirmi ler, yanıma gel
bakalım." dedi. Soruya o anda cevap vermedi.
Sultan Mahmûd, eyhe; "Hocan Bâyezîd-i Bistâmî nasıl bir zat idi?" diye sordu. eyh:
"O, öyle kâmil bir velî idi ki, onu görenler hidayete kavu urdu." dedi. Sultan bu cevabı
be enmedi "Ebû Cehil, Ebu Leheb gibiler, Fahr-i kâinât efendimizi çok defa gördüler. Fakat
hidayete gelmediler?" dedi. eyh; "Ebû Cehl ve Ebû Leheb gibiler, insanların en üstününü
Allahü teâlânın sevgili Peygamberi olarak görmediler. Ebu Tâlib'in yetimi olarak gördüler. O
gözle baktılar. E er, Ebû Bekr-i Sıddîk gibi bakarak, Resûlullah olarak görselerdi,
e kıyalıktan, küfürden kurtulur, onun gibi kemale gelirlerdi." buyurdu. Sultan bu cevabı çok
be endi. Din büyüklerine olan sevgisi arttı.
Sultan Mahmûd; "Bana nasîhat ediniz." deyince eyh; " u dört eye dikkat et:
Günahlardan sakın, namazını cemaatle kıl, cömert ol, Allahü teâlânın yarattıklarına efkat
göster." dedi. Sultan, eyhin önüne bir kese altın koydu. Buna kar ılık eyh, sultanın önüne
arpadan yapılmı bir yufka koydu. Sultan ekmekten bir lokma aldı. Fakat lokmayı yutamadı.
eyh hazretleri; "Bir lokma ekme i yutamıyorsun. ster misin, u bir kese altın bizim de
bo azımızda dursun? Biz paralarla olan alâkamızı kestik. u altınları önümden alın." dedi.
Sultan, paraları almak zorunda kaldı.
Sultan giderken, eyh aya a kalktı. Sultan "Geldi im zaman hiç iltifat etmemi tin, fakat
imdi aya a kalkıyorsun, niye?" diye sordu. eyh hazretleri; "Buraya padi ahlık gururu ile
beni imtihan için geldin. imdi ise dervi olarak gidiyorsun. Önce gurur içinde oldu undan
dolayı aya a kalkmadım. Fakat imdi dervi oldu un için aya a kalkıyorum." dedi.
Sultan, yaptı ı bir gazada ma lup olmak üzere idi. Birden eyhin hırkasını eline alıp;
"Yâ lâhî! u hırkanın sâhibinin yüzü suyu hürmetine, u kâfirlere kar ı bizi muzaffer kıl."
diye duâ etti. Dü man tarafında bir toz duman ortaya çıktı. Dü manlar, bu toz-duman içinde
bir ey görmiyerek, kılıçlarını birbirlerine vurdular ve kendi kendilerini öldürdüler. Sa
kalanları da ılıp gitti. O ak am Sultan Mahmûd, rüyâsında eyhi gördü. eyh, Sultana;
"Allahü teâlânın dergâhında, hırkamızın yüzü suyu hürmetine zafer kazandın. E er o anda
isteseydin, kâfirlerin hepsinin müslüman olmasını sa layabilirdin." buyurdu. Kıymetli
sözlerinden birkaçı öyledir:
"Allahü teâlâ için yaptı ın her ey ihlâstır. Halk için yaptı ın her ey de riyâdır."
" u iki ki inin çıkardı ı fitneyi, eytan bile çıkaramaz: Dünyaya dü kün âlim ve
ilimsiz sofu"
"E er bir mümini ziyâret edersen, hâsıl olan sevâbı, yüz adet kabûl edilmi hac
sevâbı ile de i tirmemen lâzımdır. Çünkü bir mümini ziyâret için verilen sevap,
fakirlere verilen yüz bin altın sadakanın sevâbından daha fazladır. Bir mümin
karde inizi ziyâret edince, Allahü teâlânın rahmetine kavu ursunuz."
"Bir mümin karde ini sabahtan ak ama kadar incitmeyen kimse, o gün ak ama
kadar Peygamber efendimizle ya amı olur. E er incitirse, Allahü teâlâ onun o günkü
ibâdetini kabûl etmez."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder